Yaşam

Boşanma davası açtığı 20 yıllık eşi: ‘Nikah defterindeki imza benim değil’

İddiaya göre Kapaklı ilçesinde yaşayan GA, 2019 yılında hayatını kaybetti. evlilikSendikanın temelden sarsılacağını öne sürerek boşanmak için mahkemeye başvurdu.

Karşı dava açan UA, 2 çocuğunun annesi. kadınlaResmi olarak evli olmadıklarını, aşk nedeniyle evlenmediklerini, evlilik sözleşmesi sırasında yanında bulunmadığını, bu nedenle deftere imza atmadığını belirterek, evliliğin olmamasını istedi. belirlenecek.

Çerkezköy 2. Aile Mahkemesi, davacının sunduğu ilişkilerin doğru olduğunun anlaşılması ve evliliğin kurucu unsurunun eksik olması nedeniyle evliliğin reddine karar verilmesi nedeniyle davanın kabulüne, boşanma davasında karar verilmesine gerek olmadığına karar verdi. kadın tarafından dosyalanmıştır.

Karşı tarafın itirazı üzerine belgeyi inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi, belgeyi bozarak, iki davanın ayrılmasına ve açılan davanın sonuçlanması beklendikten sonra boşanma kararı verilmesine karar verdi. UA tarafından.

24 Ekim’de yerel mahkemede görülen yeniden duruşmada, UA’nın davasının kabul edilmesiyle evliliğin bulunmadığının tespitine karar verildi.

Evlilik onun isteği dışında gerçekleşti.

UA’nın avukatı Muhammed Ali Demirci, müvekkilinin aşkla evlenmediğini ve Ardahan’ın Çıldır ilçesinde düzenlenen resmi nikah töreninde hazır bulunmadığını belirtmesi üzerine evliliğin yokluğunun tespiti için dava açtıklarını söyledi.

Düğünün yaklaşık 1 ay sonra İstanbul’da yapıldığını belirten Demirci, düğünde kimlerin bulunduğunu belirlemek için araştırma yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:

“Dosyada şöyle bir durum yaşandı; evlilik kütüklerine ulaşamadılar. Daha sonra Çıldır İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne başvurduk ve en sonunda evlilik kütük defterlerini bulduk. Orada yaptığımız telefon görüşmeleri sonucunda yaptığımız araştırma sonucunda, O dönemde muhtarların nikah yapma yetkisi olduğu için şu sonuca vardık.O dönemin muhtarı müvekkilin babasının kimliğini kullanarak böyle bir işlemi kendisi üzerinden yürütmüştür.Yani müvekkilim kesinlikle değildi. O evlilik sırasında oradaydı. Kimisi imzayı babasının imzaladığını, kimisi de evlendiği kişinin imzaladığını söylüyor. Kimin imzaladığını bilmiyoruz. Müvekkilim imzalamadığı için biz bu davayı açtık. Elbette. Adli tıp da konuyla ilgili incelemeler yaptı. İmzanın müvekkilimize ait olmadığı ortaya çıktı.”

Yargılama sonucunda yerel mahkemenin evliliğin bulunmadığının tespitine karar verdiğini belirten Demirci, temyizde usuli nedenlerden dosyanın bozulduğunu, yeniden yargılamada da aynı kararın tekrar verildiğini belirtti.

Gerekçeli kararın henüz yayınlanmadığını belirten Demirci, ” Gerekçeli kararın yayımlanmasının ardından karşı tarafın tekrar itiraz etmesi bekleniyor ancak sonucun değişeceğine inanmıyoruz çünkü her şey tüm belgelerle ve tanık ifadeleriyle ortaya çıktı. Belki Türkiye için çok nadir görülen bir durum ama kanunlarımız böyle olacağını öngörüyor. Kanunlarımız ve kurucu unsurlarımız var. Evlenmenin en temel nedeni tarafların isteklerini görevli önünde açıklamalarıdır. Aslında imza bir geçerlilik kuralı değildir. Tartışmamız sadece imzayla ilgili değildi. Bizim iddiamız müvekkilin nikah esnasında orada olmadığı ve bu evliliği istemediği yönündeydi. Bu da mahkeme tarafından belirlendi.”değerlendirmesini yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu